EVERY DIRECTION IS NORTH - BALLET MOSCOW
- Erman Bostan

- 21 Ağu 2020
- 2 dakikada okunur
Bedenlerin dilinden başka hiçbir ses, boşlukta yankılanan hiçbir çığlık yok, başlangıçta kafasındaki koca kutuyla sahneye girip mırıltılarını çığlıklara dönüştüren fakat haykırışları kutunun içinde boğulan dansçı dışında. Bedenin olanaklarıyla çizilen ve giderek güçlenen bir mücadele, durmak bilmeyen bir enerji akışı. Meyerhold Tiyatro Merkezi’nde galası yapılan Her Yol Kuzeye Çıkar’da Fransız koreograf Karine Ponties yedi erkek bedeninin önce birbirleriyle olan bağı ve giderek kendi olma halleri üzerinden seyircisini türümüzün en tuhaf soru(n)larından birine götürüyor: derinlerde gerçekten herkesten farklı, kendine has ve özel, biricik bir ben var mı, yoksa ben de başkaca canlı türleri gibi topluluğumun önemsiz parçalarından biri miyim? Yoksa fark eden hiçbir şey yok mu, yani, her yol kuzeye mi çıkıyor?

‘’Dans, bana göre, dünyayı yaşamanın ve tercüme etmenin şiirsel yollarından biri.’’ demiş Ponties, bedenlerin içinde fısıldayan o sesi ortaya çıkarmak için. Kutunun içinde gerçek fısıltılarla başlayan bu çaba, çığlığın ölüme ya da bir tür yok oluşa dönüşmesiyle devam ediyor. Sonrasında herkesin kendi kutusunu aradığı, kendi kutusu için savaştığı yepyeni bir düzen kuruluyor. İnsanı havasız, nefessiz bırakan, boğan bu sınırlılıklarımız için çaresizce savaştıkça geriye kutular değil tek enstrümanımız haline gelen bedenlerimizden başka bir şey de kalmıyor. Bu sistemde kutulara ihtiyaç yok, birbirimizin hem çıkmazı hem de enerjisiyiz. Bu enerji bedenlerimizi harekete geçirdiğinde birlikte ve bağlı olduğumuzu fark ediyor, ben olma mücadelesi içinde çarpışıp yorulunca yeniden birliğimize sarılıp teselli buluyoruz. Toplumumuzun bu varoluşu sürekli bir çatışma yaratıyor; bu, herkes için hem bir tehdit hem de bir enerji akışı, birliğimizde mutlu ve kişiliksiz, özgürlüğümüzde yalnız ve çaresiziz.
Performansın doğası da bu ikili imkansızlık yapısına dayanıyor. Kendi özgün sesini arayan bedenler birbirine değip bağlandıkça yeni organizmalar yaratıyorlar, bizzat organizmanın içinde olduğu için her hücre/bireyin yaşama dürtüsü, arzusunun karanlık nesnesi kendi benliği ve biricikliğini aramaya haline geliyor. Her kopuş ve özgürlük hem topluluk tarafından engellenmeye ve aşağılanmaya başlıyor hem de yalnızlık ve anlamsızlıkla cezalandırılıyor.

Her Yol Kuzeye Çıkar festivalin en etkileyici yapımlarından biriydi. 2017 Golden Mask ödüllü performansın hakkını veren Ballet Moscow dansçılarını ayrıca kutlamak lazım. Ponties ‘’Moskova Balesi dansçılarıyla tanıştığımda insan bedeniyle her şeyi yapabileceğimi hissettim’’ demiş. Ponties bedenlere bir materyal; kıvrımları, çizgileri, kırılma noktalarıyla, yumuşak ve sert delik ve çıkıntılarıyla, engebeli, kusurlu ve muhteşem bir kütle olarak yaklaşıyor. Performansçıların kendisi de bu eğip bükmeyi, bedenin animelerdeki gibi imkansız fizikselliklerine yaklaşacak bir mükemmellikte gerçekleştirerek hareket ediyorlar. Çatışmanın durulup bedenlerin başta kaotik gözüken fakat kusursuz işleyen bir hareket düzenine dayanan sözde günlük, sıradan akışında dahi hayranlık uyandırabiliyorlar. Tabi bunda koreografide dansın temel stratejilerinden biri olan beden ve mekanın sınırlılıkları ve olanakları üzerine geliştirdiği sade, yaratıcı ve etkileyici yorumlarında Ponties’in de payı var.


Yorumlar