top of page

THE CIRCUS – THEATRE OF NATION

  • Yazarın fotoğrafı: Erman Bostan
    Erman Bostan
  • 21 Ağu 2020
  • 2 dakikada okunur

‘’Retro-fütüristik’’ olarak tanımlanan Theatre of Nations yapımı Sirk, öyküsünü 1936 tarihli Sovyet filmi The Circus’tan alıyor. Şantajcı bir Alman menajerin Afro-Amerikan bebeği sebebiyle toplumdan dışlanmış Vodvil dansçısı, Amerikalı güzel yıldız Marion Dixon ile Rusya turnesinde yaşadıkları maceraya odaklanan film, Marion’ın bir Rus mühendise aşık olup Rusya’da kalması, ırkçı menajer von Kneischitz’ın ise Rusya’dan kovulmasıyla sonuçlanıyor. Klasik bir propaganda filmi olan The Circus’un öyküsü genel hatları itibariyle oyunda da korunuyor.


ree

Fakat hem filme hem de günümüz süper güçlerinin yarışı arasında ezilen işçi ve kadına odaklanmış göndermeleriyle oyun çok daha fazla öne çıkıyor. Bununla birlikte Sirk, ikinci dünya savaşı öncesi bir toplumsal sıkışma dönemine ait ilginç öyküsünü soğuk savaş sonrası güç dengelerinin büyümeci ve yayılmacı politikalarının bir parodisi haline getiriyor. Fakat bunu yaparken hem büyük Rus toplumuna övgüler düzerken hem de Lenin benzeri bir karakter üzerinden totaliteryanizm eleştirisi yapmak gibi oldukça karışık mesajlar veriyor. Hikayenin motoru şantaj ve aldatma üzerinden oyunu takip edebildiysek de bir fıkranın kahramanları gibi bir araya gelen Alman, Rus ve Amerikan’ın ilişkilerini çözmemiz için nerelere atıflarda bulunulduğunu da anlamamız gerekiyor. Böyle bir bulmacanın çözümü için gerekli kütüphane çalışmasından yoksun izleyici için geriye döner sahne, birkaç trapez numarası, mavi kıyafetler ve dekorlarla yapılan canlı video çekimleri gibi sahne buluşları kalıyor.


ree

Sirkin en güçlü temsillerinden biri sinemanın bu erken dönemlerinde 1928 tarihli Chaplin filmi ile verilmiştir. Seyirciyi güldürü dolu bir olasılıklar evrenine götüren Chaplin, nihayetinde soytarının malum trajedisini ortaya sermekteydi. Bu figürün bugün Todd Phillips ve Joaquin Phoenix’in Joker’i ile nerelere taşındığını hepimiz biliyoruz. Oyunun uyarlandığı filmde de Chaplin benzeri bir karakter var, filmde de Chaplin’in Sirk’ine göndermeler var. Fakat oyunda bu figür Almanca ve bazı İngilizce replikleri Rusça’ya çeviren bir cüce karakteriyle işlevsizleştirilmiş. Kanımca uyarlamanın potansiyeli en güçlü ve ilginç unsurlarından biri bu olabilirdi.

Oyunun en ilgi çekici bölümlerinden biri, sahneleme şovuna ara verildiği, mühendisin kendi konumu üzerine seyirciyle dertleştiği bölümdü. Brecht’in ‘’Okumuş Bir İşçi Soruyor’’ şiirini andıran tüm konuşma boyunca çağdaş toplumumuzun ve kırılgan Joker’lerimizin canına okuyan ilerlemeci-başarmacı-kazanmacı düşleri ve bu ideolojinin altında ezilen, o düşlerin gerçek yapıcıları olan çalışanların dramı hakkında düşünüyorsunuz.

Sirk’in multi medya kullanımı ve aya seyahat mitosuyla birleştirdiği ‘retro-fütürizminin’ ne kadar etkileyici ve anlaşılır olduğu tartışılabilir ama oyunun özünde aşkın peşinde koşanların tarafını tutan bir aile melodramı olarak keyifle izlenildiği söylemek gerek. Yine de sistemi taşıyan zorlantının iki köpek karakteri tarafından temsil edilmesi ve gücün bu hem matrak hem tedirgin edici soytarılar tarafından aktarımı hikayeyi çözüme kadar taşıyarak oyunun en seyri yüksek unsuru oldular.

Yorumlar


bottom of page